Şehrimizin Müzisyeni ‘ Çağrı Akman ‘
İyi haftalar sevgili okurlar.
Lise yıllarında dostluğuyla hayatıma giren ve hep dost kalan, Tekirdağ’ın müzisyenlerinden, güzel insan sevgili Çağrı Akman’ı konu alıyoruz.
Bilinmesi ve hatırlanması gereken önemli değerler var şehrimizde ve Çağrı da onlardan biri. Geçtiğimiz günlerde yaptığı jest fazlasıyla mutlu etti beni. Ramazan şenliklerinde Nurhan Damcıoğlu’nun kantosunu playback olarak sahnelemiştik. Çağrı da gösterimizi canlı yayında izledikten sonra playback olarak oynadığımız şarkıyı gitarı ile çalıp gönderdi ve gelecek sene playback yapmak zorunda olmadığımızı da göstermiş oldu.
Sanatçımızın müzik yaşamını okumak üzere, yazının bu kısımdan sonrasını sevgili Çağrı’nın kaleminden devam ediyoruz ve sanatı ile köşeme konuk olduğu için kendisine teşekkür ediyorum.
Müziğe ne zaman başladığımı bilemiyorum. Kendimi bildim bileli müzik hayatımda var. Hatırladığım tek hatıra Tekirdağ Halk Eğitim Merkezi çatısı altında başladığım. O zamanlar sahildeki eski konaktı binası. Sonradan kütüphane oldu, şimdi boş durmakta. Orada hem müzik eğitimi aldım, hem halk oyunları. Halk oyunları önemli 9/8 ritmini orada kaptım. Yıllarca insanlar benim ritim kaçırdığımı düşünürdü; meğer 9/8 ritimde çalıyormuşum her şeyi.
Lisede müzik gruplarında çalmaya başladım. Sert müzikle tanıştım ayrıca. Değerli müzik hocalarından eğitimler aldım. Üniversite yıllarımın başında biraz ara vermek zorunda kaldım. Son senelerine doğru Kütahya, Eskişehir ve Bandırma’da sahneler aldım. Üniversite bittikten sonra yine ara vermek durumunda kaldım.
Galiba son aramdı.
Tekirdağ’da çok uzun süredir arkadaşım olan insanlarla müzik grubu kurduk. Tekirdağ, İstanbul, Ankara, İzmir’de konserler verdik. Önemli sahnelerde konserler vermeye başlamıştık. Araya maalesef pandemi girdi. Pandemi ile birlikte sadece sahnelere ara verdik. Prova ve beste süreçleri devam etmekte. Grubumla bir tekli yayınladık. Ayrıca bir kısa filmin müziklerini besteledim. Sevdiğim insanların bestelerini düzenliyorum bir yandan. Müzik hayatımın her alanında verdiğim aralar yüzünden biraz kayıp yaşasam da müzik yapmak günlük yaşamımın bir parçası. Hobiden çok günlük bir rutin gibi.
İşimin ve lisans üstü eğitimimin arasında muhakkak belirli bir zaman ayırmaktayım. Ayırmazsam olmaz zaten. Alışmışım. Benimki alışmış kudurumuştan beterdir felsefi yani. Çok iyi hocalardan eğitim aldım, bir çok grupta yer altım, farklı şehirlerde çaldım; pop, rock, hard rock, metal birçok tarzda müzikler yaptım. Şu an çaldığım grupta beslendiğim her çiçekten bir öz var. Arkadaşlarla sürekli müzik konusunda neler yapabileceğimizi konuşuyoruz. Umarım planladığımız projeleri hayata geçirebiliriz.
Her ne kadar bizler istekli olsak da hayatın bir rutini var ve maddi imkanlar doğrultusunda müziğimize devam etmek durumundayız. Böyle mutluyum. Harcanan emek, para, zaman, dökülen göz yaşı, atılan kahkaha, yapılan kavga günün sonunda beni mutlu ediyor.